-
1 tuz
1) соль (поваренная)- a tuz ekmek — посоли́ть, положи́ть соль; посы́пать со́лью
sofra tuzu или yemek tuzu — столо́вая соль
2) хим. соль -
2 tuz
соль (ж)* * *соль тж. хим.tuz ekmek — посоли́ть, посы́пать со́лью
sofra / yemek tuzu — столо́вая соль
Ingiliz tuzu — англи́йская соль
••- tuz ekmek düşmanı
- tuz ekmek hakkı
- tuzla buz etmek
- tuzla olmak
- tuz buz olmak
См. также в других словарях:
sofra tuzu — is. İyot bakımından zenginleştirilmiş, ince toz hâline getirilmiş tuz … Çağatay Osmanlı Sözlük
sofra — is., Ar. sufre 1) Masa, sini vb. şeylerin, yemek yemek üzere hazırlanmış durumu Yemek vakti gelmiş, misafirler sofraya oturmuşlardı. R. N. Güntekin 2) Birlikte yemek yiyenlerin tümü Bizim sofra çok şendir. 3) Genellikle tekerlek biçiminde,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
tuz — is., kim. 1) Kokusuz, suda eriyen, yiyecekleri korumada ve tatlandırmada kullanılan billursu madde 2) Bir asitteki hidrojenin yerini bir bazın almasıyla oluşan birleşim, sodyum klorür (NaCl) Birleşik Sözler tuz ekmek düşmanı tuz ekmek hakkı tuz… … Çağatay Osmanlı Sözlük